Yılların avukatı, siyasetçisi, Derince’nin çiçeği burnunda başkanı Sertif Gökçe dün gazetecileri ağırladı.
Kentteki birçok gazete ve internet haber sitesinden isimler yeni başkanın basın toplantısında buluştu.
Ben özel işlerim gereği katılamadım ama muhabirimiz bizi temsilen oradaydı.
Gazetelerin genel yayın yönetmenleri, yazı işleri müdürleri, önemli yazarları Gökçe’nin davetine katılmış.
Elbette, uzun uzun yıllar sonra CHP ile Derince’de seçim kazanarak kent siyasetinde yeni bir dönüm noktası olan Sertif Gökçe’nin ne söyleyeceği merak ediliyordu.
Önemli açıklamalar da yapmış.
Açıklamalarından derlediğimiz haber metnini sitemizde okuyabilirsiniz.
Ama ben açıklamaları içinde özellikle bir şey bekledim.
Ama hiçbir gazetede göremedim.
Oraya katılan büyüklerimiz de belli ki bu soruyu sormamış ya da sor-a-mamış olabilir.
Sertif Gökçe korkusundan olduğunu sanmıyorum.
Başka tezgahlar peşinde görevlendirilen isimler var.
Sertif Başkanı şimdiden Tahir Bey ile düşman, kavgalı göstermeyip, asıl düşmanı işaret etmek için siyaset yapan bazı arkadaşlar var maalesef.
Herkesin Tahir Büyükakın ile iyi geçindiğini pazarlayıp, onu ve Karamürsel Belediye Başkanını da bu minvalde manipüle ederek, asıl hedefe, yani Fatma Kaplan Hürriyet’e vurmak için…
Asıl kavgacı, tek kavgacı o demek için birileri topa girmiş.
Ama Sertif Başkan dünkü çocuk değil. O da yazılanları, soranları, çizilenleri takip ediyor elbette.
Kiminle ne yapılacağını bilecek siyasi ve mesleki tecrübeye sahip.
Kendisine sorulanlar kadar, sorulmayanları da görüyordur.
İşte ben o sorulmayanı sormak için aradım.
Dedim ki; “Sayın Başkan, İzmit’te olduğu gibi sizde de bazı vakıflara devredilen halkın malı yurt binası var mı? Varsa İzmit’te olduğu gibi sizin de bu konuda bir girişiminiz olacak mı?”
Bu tabii ki cıs bir konu.
Buna girince, olası bir cevap AKP medyası ile Gökçe’yi karşı karşıya getirir.
Planlar sekteye uğrar. Yani soramamışlar.
Ben sordum.
Gökçe de özetle şöyle dedi: “Evet, İzmit’tekiyle aynı durumda olan bir binamız var. Zamanında kendilerine yakın bir vakıfa protokolle devredilmiş. Şu an inceleme aşamasında. Eğer kanunlara, hak ve adalete uygunsuz bir durum varsa meclise getiririz. Meclis de kararını verir.”
Yani, İzmit’teki gibi TÜGVA ya da ENSAR’a uygunsuz tahsis edilen bir yapı varsa, Gökçe de o protokolün iptali için konuyu meclise getirecek.
Halkın olanı halka iade edecek.
Benim gördüğüm kadarıyla da Sertif Bey, kimsenin gazıyla iş yapacak tecrübesizlikte biri değil.
Olanın bitenin de farkında.
Biraz zaman geçsin, bugün gaz veren, iyi niyet taşları döşeyenlerin, neler yazacağını, gerçek niyetlerini hep birlikte göreceğiz.