Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kadın Muhtarlar ile Buluşma Programında yaptığı konuşmasında hekimler için; “Varsın gidiyorlarsa gitsinler, bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz. Gerekirse yurtdışından ülkemize dönemk isteyenler davet eder, istihdam ederiz” ifadelerini kullanımıştı. Erdoğan’ın bu sözlerine karşılık Kocaeli Tabip Odası, Kocaeli Devlet Hastane’nin önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi’nden Ali İhsan Ökten ve Meltem Günbeği’de katıldı.
“HAK KAYIPLARINI TEŞHİR ETTİK”
Kocaeli Tabip Odası adına açıklamayı okuyan Başkan Ömer Ardaman; “Cumhurbaşkanı’nın bu sözleri başından sonuna kadar yönetememe krizinin göstergesidir. Türk Tabipler Birliği olarak “Karanlığa Karşı Önlüğümüzün Beyazına, Özlük Haklarımıza, Halkın Sağlık Hakkına Sahip Çıkıyoruz” diyerek başlattığımız mücadele programında yaşanan tüm sorunları, hak kayıplarını teşhir ettik. İktidar eliyle çökertilen sağlık sistemini, sağlıksızlık üreten hastaneleri, başa çıkamadığı kışkırttıkları sağlık talebine, beş dakika muayene dayatmasını, sağlığa da yansıttıkları şiddeti teşhir eden ve beyaz eylemler ile mücadeleyi büyüten hekimlere yönelik bu açıklama başarısızlığın itirafıdır.
“KRİZİN ÜSTÜNÜ ÖRTME ÇABASIDIR”
Sağlığa yönelik acil taleplerimizi görmezden gelen, insanca yaşanabilir ücret talebimizi hedefe koyan bu açıklama toplumu yanıltma, topluma hekimlerin tek istekleri paraymış gibi göstererek sağlıkta yaşanan krizin üstünü örtme çabasıdır. Kendisine bütün hekimler adına cevap veriyoruz. Biz hekimiz. Tıbbın tarihinden bu yana burada bu topraklardaydık. Bugün de buradayız. Biz topluma adanmış bir mesleğin onurlu üyeleri olarak emeğimizle, bilgimizle, uzun yıllar süren eğitim ve mesleki deneyimlerimize dayanan birikimimizle insanlara hizmet için çalışıyoruz.
“BU TOPRAKLARDA KALACAĞIZ”
Biz yıllar içinde, “Doktorları ağaca bağlayın da kaçmasınlar” diyen devlet başkanlarını da, “Doktorların gözü doymaz” diyen kasaba siyasetçilerini de, “Paracı doktorlar gürültü yapıyor” diyen sağlık yöneticilerini de gördük ve hala görmeye devam ediyoruz. Hepsi gitti, biz kaldık; mesleğimiz ve onurum kaldı. Bugün de hiçbir yere gitmiyoruz. Güçsüzlerine gücü, çaresizlerin çaresi olmak, ölümle ve hastalıklarla mücadele etmek, sağlık ve şifa dağıtmak adına. Dün, bugün olduğu gibi yarın da burada, bu topraklarda kalacağız. Emeğimizi, mesleğimizi, geleceğimizi karartmaya çalışanlara karşı 14-15 Mart tarihinde bütün illerde, bütün sağlık kurumlarında G(Ö)REV’de olacağız” dedi.
“ALDIĞIMIZ ÜCRET AÇLIK İLE YOKSULLUK SINIRI ARASINDA”
Ardaman’ın ardından konuşan TTB Merkez Konseyi İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten, “Dün Cumhurbaşkanı’nın bizler hakkında söylediği sözler ne yazık ki hepimizi çok üzdü. Bugüne kadar yaptığımız tüm bu eylemleri görmezden gelip, sorunu sadece bizim para konusuna indirgemesi mesleğimiz adına, hekimler adına değersizleştirme politikalarının bir sonucudur. Biz böyle bir söylemi, Pandemide bunca yoğun çalışmamıza, meslekler arasında en fazla ölen, en fazla hastalanan meslek grubu olmamıza karşılık hiçbir şekilde hak etmedik. Dün bizi alkışlayanlar ne yazık ki bizlerin, mesleğimizin onurunu rencide etmekten geri kalmıyorlar. Bunların gerçek yüzü budur. Biz aylardır sahadayız, aylardır hekim sorunları için uğraşıyoruz.
“SORUNLAR GÖRMEZLİKTEN GELİNİYOR”
Sorunlarımızı, taleplerimizi sağlık bakanlığına iletiyoruz; iktidara iletiyoruz. Hiçbiri görmüyor, duymuyor, görmezlikten geliyor. Biz ısrarla tüm bu eylemliklerimizi, hakkımızı alana kadar mücadelemizi hep birlikte sürdüreceğiz. Biz 5 dakikada ne hasta bakabiliriz ne de hekimlik yapabiliriz. Çalışma koşullarımız çok kötüdür. Bunun gibi birçok sorunumuz var. Sadece bir tanesinin adının söylenmesi gerçekten kabul edilecek bir durum değildir. Hekimlerin aldığı ücretler açlık ile yoksulluk sınırı arasındadır. Gerçeği budur. Bu taleplerimiz karşılanana kadar mücadelemiz devam edecektir” dedi.
“SAĞLIK KRİZİNİ GÖRÜNÜR KILMAMIZI İSTEMİYORLAR”
Ökten’in ardından konuşan TTB Merkez Konseyi Üyesi Meltem Günbeği, “Cumhurbaşkanımız ‘asistan hekimler ve genç hekimlerle yol yürürüz ‘dedi. Ben genç hekim ve asistan hekim olarak bozuk yolda yürüyemeyiz diyorum. Sağlıksızlık üreten bu sağlık sisteminde genç hekimlerin yürüme ihtimali yok. Hele ki tıp eğitimi bu hale gelmişken, hocalarımızın, uzmanlarımızın istifa ettiği bir yerde bizim tıp eğitimi almamız, uzmanlık eğitimi almamız mümkün değil. Toplumun, dün yapılan açıklamaya karşı çıkması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü açıkça ‘kamu boşaltılsın, özele hekim gidişleri devam etsin’ demektir bu. En başta yurttaşların bu açıklamaya karşı çıkması gerektiğini düşünüyorum.
“YAN YANA OLACAĞIZ”
8 Şubat’ta ve 15 Aralık’ta gördük ki toplumda, hekimler de, sağlık çalışanları da sağlıkta bir araya gelebiliyor. Dün yapılan açıklama tam da bu birlikteliğe olan karşı duruştan kaynaklıdır. Birlikte durmamızı istemiyorlar. Sağlıktaki krizi görünür kılmamızı istemiyorlar. Biz tam da buna 14-15 Mart’ta büyük görevde yine hastalarımızla, yurttaşlarımızla, hocasıyla, asistanıyla yan yana olacağız ve gideceğimiz tek yol mücadele yolu olacak” ifadelerinde bulundu.