1. Haberler
  2. Güncel
  3. Ercan: Halk için hizmet üretemiyor, zam üzerine zam yapıyorlar

Ercan: Halk için hizmet üretemiyor, zam üzerine zam yapıyorlar

Ercan Halk için hizmet üretemiyor, zam üzerine zam yapıyorlar
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

CHP İzmit İlçe Parti Programı Yenileme Gündemli Danışma Kurulu Toplantısı’nda konuşan
CHP İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan, “İşte tam da bu sebeple bugün burada yapacağımız
Parti Programı Yenileme Çalışmaları; sadece ülkenin sorunlarına dair çözüm önerileri
geliştirmekle kalmayacak, aynı zamanda halkımıza nasıl daha güçlü bir gelecek
sunabileceğimizi de gösterecektir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu talepleri dikkate alacak
ve halkın güvenini kazanarak, yaşam standardını yükseltecek politikalar geliştireceğiz” dedi

 

 

 

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İzmit İlçe Parti Programı Yenileme Gündemli Danışma Kurulu
Toplantısı, Dernekler Yerleşkesinde gerçekleştirildi. Toplantıda İzmit Belediye Başkanı Fatma
Kaplan Hürriyet, CHP İl Başkanı Bülent Sarı, CHP İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan, meclis
üyeleri, il ve ilçe yöneticileri, önceki dönem il ve ilçe başkanları, emek örgütleri başkanları ve
yöneticileri, çeşitli dernek ve STK’lardan temsilciler, partililer ve partili olmayan fakat
toplantıya katkı sağlayan çok sayıda davetli katılım sağladı. Toplantıda konuşan CHP İzmit İlçe
Başkanı Gökhan Ercan şu ifadeleri kullandı: “Ülkemizde son 23 yılın karanlık döneminden
hepimiz nasibimizi aldık ve giderek derinleşen toplumsal ve ekonomik krizlerin içerisinde her
birimiz mücadele veriyoruz. Ekonomik kriz, yoksulluk, gelir dağılımındaki adaletsizlikler, iş
güvencesizliği, istihdam ve üretim sorunu, eğitimin ticarileşerek bilimsel ve laik eğitimden
uzaklaşması, çevre sorunları, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve göç krizi gibi sorunlar, her geçen
gün halkımızın daha fazla mağdur olmasına yol açıyor.
ZAM DEĞİL FİYAT GÜNCELLEMESİ DİYORLAR
Bugün tüm emekçilerin ortak sorunu yoksulluk ve hayat pahalılığı Türkiye'nin en büyük
sorunlarından biri haline geldi. Gıda fiyatlarının astronomik seviyelere ulaşması, temel
ihtiyaçların karşılanmasında halkın zorlanması, hayatı her geçen gün daha da yaşanmaz
duruma getirdi. Enflasyon, vatandaşın alım gücünü her geçen gün düşürürken, ekonomik
adaletsizlikler de bir o kadar hızlı artıyor. Halkın bu zorluklara karşı dayanacak gücü
kalmamışken, iktidar bu sorunlara çözüm üretemiyor aksine halkın sırtına ağır vergi yükleri,
neredeyse her ay açıklanan zamlarla biraz daha ağırlık yüklüyor. Halkın beli zaten
bükülmüşken, iktidarın yerel temsilcileri de halk için hizmet üretemiyor ve zam üzerine zam
yapıyor. Buna da artık zam değil fiyat güncellemesi diyorlar.
NEREDEYSE ALDIĞIMIZ HAVAYA BİLE VERGİ YÜKLEYECEKLER
Bugün daha iyi bir Türkiye için, üretim ekonomisi temelinde istihdam yaratacak,
sürdürülebilir ve adil politikaları hayata geçirebilmek için büyük adımlar atmamız gerekiyor.

Gençlere, kadınlara iş güvencesi sağlayacak, tarım ve sanayiyi güçlendirecek, halkın refah
seviyesini yükseltecek bir ekonomik model sunabilmemiz olmazsa olmaz koşuldur. Bunun da
yolu yalnızca ve yalnızca üretmekten geçiyor. Zam üzerine zamla, vergileri yükselterek,
neredeyse aldığımız havaya bile vergi yükleyerek bu ekonominin düzelmeyeceği ortadadır.
Üretim, üretim, üretim diyoruz. Bundan 23 yıl önce gelişmekte olan ve kendi kendisine yeten
ülkeler arasında yer alıyorken, bugün ise nerelerdeyiz hepimiz görüyoruz.
YANLIŞ VE GERÇEKLİKTEN UZAK TARIM POLİTİKALARI
Burada tarım politikalarının ülkemizin geleceği açısından ne kadar hayati bir öneme sahip
olduğunu görüyoruz. Uygulanan yanlış tarım politikaları, köylülerin, çiftçilerin geçim
kaynağını tehdit ederek, üretimi azalttı ve gıda güvenliği ciddi bir tehdit altına girdi. Tarım
stratejik bir sektör olarak yeniden ele alınmadan, yerli üretim ve sürdürülebilir tarım
yöntemleri teşvik edilmeden bu geriye gidiş asla durdurulamaz. Üretimin eksikliğinin yanında
bu yanlış ve gerçeklikten uzak tarım politikaları ile kırdan kente göç konusu da çarpık bir
şekilde ilerledi.
NÜFUSUN İLLERDE DENGELİ DAĞILIMI SAĞLANMALI
Bir diğer önemli başlık ise beyin göçü ve göç krizi. Ülkemizdeki yüksek işsizlik oranı ve kötü
yaşam koşulları, özellikle eğitimli gençlerimizi yurt dışına gitmeye zorluyor. Bu beyin göçü,
ülkenin kalkınma sürecine büyük zarar verirken iktidar ise “Nereye giderseniz gidin” gibi
söylemleriyle aydın geçlerimizi kendi yurduna karşı yabancılaştırıyor. Aynı zamanda, iktidarın
herkese kapıları açtığı göç politikaları, hem yerel halk hem de göçmenler açısından büyük
sorunlar ortaya çıkarıyor. Düzensiz göç sorununa dair çözüm önerileri geliştirerek, insani ve
ekonomik açıdan ülkemize katkı sağlayacak adımlar hızlıca atılmalı ve nüfusun illerde dengeli
dağılımının sağlanması gereklidir.
KOCA KOCA BİNALARDA MİNİMUM ŞEKİLDE SAĞLIK HİZMETİ
Tüm bu sorunların temelinde yatan iki ana sorun ise eğitim ve hukuk alanında 23 yıldır bilinçli
ve sistemli bir şekilde yapılan değişikliklerdir. Bakın 23 yılda 10 kez Milli Eğitim Bakanı değişti.
Önceden iktidar değişince eğitim sistemi değişirdi ve bu bile çocuklarımız, gençlerimiz için
doğru değilken şimdi 2 yılda 1 bakan değişiyor sistem değişiyor. Geleceğimiz olan
çocuklarımızın, gençlerimizin eğitimiyle sürekli değişiklik onların da yapısını bozmaktadır.
Özellikle eğitim ve sağlık alanında kontrolsüzce yapılan özelleştirmeler, bilimsellikten ve laik
eğitimden uzaklaştırılmış dünyada eşi benzeri olmayan kötü bir eğitim sistemini ortaya
çıkardı. Aynı şekilde sağlık alanında da durum ortadadır. Sağlık alanında devrim yaptık
dediler. İnsanlar artık hastanelerde sıra beklemiyor dediler fakat bugün geldiğimiz noktada
hepimiz görüyoruz ki halkımız koca koca binalarda minimum şekilde sağlık hizmeti alıyor.
İnsanlar bir röntgen çektirmek için 4 ay, 5 ay bekliyor. Kimi alanlarda randevu bile bulamıyor.
Sağlıkta devrim değil tam tersine bir karşı devrim gerçekleştirdiler.
İLK İŞ BU İKTİDARI DEVİRMEMİZ GEREKİYOR

Bulunduğunuz masalarda tüm konuları derinlemesine tartışacağınız politikalar ile ilgili
kuşkusuz çağdaş bir hukuk sistemi olmadan sonuca varılamayacağı hepimizin ortak fikridir.
Bugün tek adam rejiminin yönetiminde bir imzayla çıkarılan KHK’lar, görevden almalar ve
görevlendirmelerin olduğu bir ortamda hukukun varlığından söz etmek elbette imkânsız.
Yalnızca bir kişiye hizmet eden hukukun varlığı ile gelişimden söz etmek ise oldukça zor.
Halkın büyük çoğunluğunun oyu ile belediye başkanı seçilen başkanlar bir gecede görevden
alınıyor, cezaevine atılıyor. Niçin? Çünkü o tek adama hizmet etmeyip halka hizmet ettikleri
için. Bu yüzden bu iktidarı koltuğundan defedip halkın hukukunu yeniden tesis etmek
öncelikli görevimizdir. Bu ülkede bunu sağlayacak cesur ve çağdaş hukukçular olduğunu
biliyoruz. Bu yüzden ilk iş bu iktidarı devirmemiz gerekiyor.
PARTİLİ OLMADAN DAYANIŞMA GÖSTERENLERE TEŞEKKÜR
İşte tam da bu sebeple bugün burada yapacağımız Parti Programı Yenileme Çalışmaları;
sadece ülkenin sorunlarına dair çözüm önerileri geliştirmekle kalmayacak, aynı zamanda
halkımıza nasıl daha güçlü bir gelecek sunabileceğimizi de gösterecektir. Cumhuriyet Halk
Partisi olarak, bu talepleri dikkate alacak ve halkın güvenini kazanarak, yaşam standardını
yükseltecek politikalar geliştireceğiz. Burada yalnızca Cumhuriyet Halk Partililer değil, halkın
iktidarı için umutla mücadele veren birçok arkadaşımız da bizimle dayanışma göstererek parti
programımıza katkı sağlamak adına yanımızda yer alıyor. Her birinize teker teker teşekkür
ediyorum. Bizler, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, her zaman halkımızın yanında durarak,
onlara umut olmak ve bu karanlık günlerden çıkış yolu göstermek için var gücümüzle
çalışıyoruz. Hep birlikte, çağdaş bir Türkiye, daha adil bir toplum için bu toplantıyı verimli bir
şekilde geçireceğimize inancım tam. Katkılarınız için şimdiden tekrar teşekkür ediyorum.
Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi, yaşasın halkın iktidarı.

Ercan: Halk için hizmet üretemiyor, zam üzerine zam yapıyorlar
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir