Öğrenci Veli Derneği, (Veli-Der) 2021-2022 eğitim-öğretim döneminin ilk yarı yılının sona ermesinin ardından dönem değerlendirmesi yaptı. Kocaeli Veli-Der Başkan Yardımcısı Beyhan Korkmaz tarafından yapılan açıklamada, pandemi sürecinde yaşamını yitiren eğitimcilere değinilerek salgın döneminde okullarda gerekli önlemlerin alınmadığı belirtildi.
“TALEPLERİMİZ GERÇEKLEŞMEDİ”
Korkmaz’ın açıklaması şöyle: “Veli-Der olarak çok üzgünüz. Salgında yüz yüze eğitimde en az 27 eğitimci koronavirüs sonucu yaşamını kaybetti yüzlerce eğitimci ve binlerce öğrenciye koronavirüs tanısı konuldu. On binlerce sınıf karantinaya alındı. Salgında yüz yüze eğitim salgın öncesi koşullarla açıldı ve sürdürüldü. Gerekli önlemler alınmadı. Öğrenci Veli Derneği olarak 6 Eylül’den beri ifade ediyoruz. Destek personelin takviyesi konusunda okullara bütçe gönderilmesi, dersliklerin havalandırılması, sınıfların seyreltilmesi, hijyen koşullarının iyileştirilmesi ve aşı oranlarının artırılmasına dair taleplerimiz vardı. Birçoğunun gerçekleşmediğini görüyoruz. Kış mevsimine girdik okulların cam ve kapıları doğal olarak kapalı tutulmakta, haliyle 30-40 kişilik dersliklerde yayılım daha hızlı olmakta.
“DUYARLILIK KAYBOLDU”
Okullarımızda hızlı test yapılmıyor, tamamına test yapıldığında bugünkü verilerin kat kat daha fazla olacağını söylemek mümkün. Destek ekipleri tarafından yeteri kadar yürütülen bir temizlik yok. Dersliklerin, tuvaletlerin, koridorların gün içinde belli periyodlarla temizlenmesi gerekiyor, bu yapılmıyor. Zaten maske – mesafe konusundaki duyarlılık kaybolmuş durumda. Bugün Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklaması vardı; salgın bitmedi, yeni varyantlarla karşı karşıyayız diye uyarırken biz hem günlük yaşantımızda hem de okullarımızda salgın sona ermiş gibi davranıyoruz ne yazık ki vakalar artıyor. Açıkçası okullarda sürü bağışıklığı sistemi uygulanıyor denebilir.
“SON YILLARIN EN DÜŞÜK SEVİYESİ”
MEB verileri ile yalnızca yüz yüze eğitimin (Ocak ayı verilerini baz alırsak) bir gününde 1524 sınıfın karantinaya alınması bilgisi dahi verilerin şeffaf açıklanmamasına rağmen yaşanılan sorunların vehametini göstermektedir. 2020-21 eğitim-öğretim yılında okul öncesi eğitimdeki öğrenci sayısı yüzde 24,8 azalarak 1.225.981 oldu. Zorunlu eğitim kapsamına alınması planlanan 5 yaşta ise okul öncesi eğitim net okullaşma oranı yüzde 71,2’den yüzde 56,9’a düştü. Okul öncesi eğitimde net okullaşma oranları son yılların en düşük seviyesine geriledi.
“GEREKLİ KOŞULLARI SAĞLAMIYOR”
Diyanet İşleri Başkanlığı 2021 Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu ile birlikte 5 yaşındaki çocukların okulöncesi eğitimin zorunlu eğitim çerçevesinde değerlendirilmesi için MEB’le görüşmelerin başlatıldığı açıklamaları yapıldı ve Şura’ dan kararlar çıkartıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından sağlanan Kuran kursu eğitiminin sunduğu eğitimin müfredatı, içeriği okul öncesi eğitim kapsamında değerlendirilmesi için gerekli koşulları sağlamamaktadır. Bu kurslarda görevli kişiler Talim Terbiye Kurulu Başkanlığınca saptanmış pedagojik formasyon ve yüksek öğretim kriterlerini taşımamaktadır.
“KAPATILAN KÖY OKULLARI AÇILMALIDIR”
Salgınla birlikte köylerde yaşayan çocuklarda da örgün eğitim dışına çıkış artmıştır.Açıklanan son verilerle okulöncesinde yüzde 32,1, ilkokulda yüzde 3,7, ortaokulda yüzde 11,5, ortaöğretimde yüzde 17,3 azalma gerçekleşmiştir. 2020- 2021 tarihleri yapılan araştırmada görüşme yapılan köylerde uzaktan eğitime ulaşamayan öğrencilerin oranının yüzde 45,2 olduğu, köylerin yüzde 26,5’inde sık sık elektrik kesintisi yaşandığı, köylerin yüzde 49,8’inde ise sabit internet bulunmadığı, salgında çocukların yüzde 53’ünün yüz yüze eğitime ulaşamadığı için tarımda veya hayvancılıkta çalıştırıldığı yer almıştır.( Köy Okulları Değişim Ağı’nın (KODA) Köy Halkının Gözünden Pandemide Köylerin ve Köy Okullarının Durumu raporu -muhtar, ebeveynler, öğretmenlerle yapılan bir çalışma)
“TARİKAT YURTLARI KAMULAŞTIRILMALIDIR”
Karaman’ dan Aladağ’a, memleketin yüzlerce yerinde tarikat yurtlarında çocuklarımıza yaşatılan acılar daha sıcakken, buraları artık sadece karanlık düşüncelerin çoçukların zihinlerine boca edilerek hayatlarının çalındığı yerler değil, aynı zamanda fiziki ve psikolojik şiddetin , cinayetin, tecavüzün kısaca her türlü vahşetin yaşandığı yerler haline geldiği yerler olmuştur. Muş’ta 12 yaşında bir çocuğumuzun Kuran Kursunda tuvalet kapısında asılı olarak bulunması , Antalya’da yine bir tarikat yurdunda boğazı kesilerek katledilmesi ve son olarak Enes Kara’ yı kaybetmemizle birlikte bir kez daha yüreğimiz parçalanmıştır. Eğitim kamusal bir haktır. Barınma hakkı da tüm çocuklarımızın en temel hakkıdır. Sosyal devlet ilkesinin temel gereği olarak ücretsiz sağlanmalıdır. Tüm tarikat yurtları ve özel yurtlar kapatılarak kamusallaştırılmalıdır.”