Kocaeli’de her zaman zam yapmaya hazır tetikte bekleyen belli kesimler var.
Bunların en önemlileri ve vatandaşı direk etkileyenleri ulaşım, ekmek ve ev sahipleri.
Hepsinin zam için ortaya koyduğu şeyler doğru.
Artan maliyetler, dengesiz ve değişken ekonomi ile birlikte artan kur fiyatları gibi.
Fakat bu sorunları ortaya çıkaranlar zamdan etkilenen vatandaşlar değil.
Bizzat ülkeyi yönetenler.
Artan akaryakıt fiyatından vatandaş sorumlu değil, veya un fiyatlarının, odun fiyatlarının artmasından da vatandaş sorumlu değil.
E o zaman bu kadar kötü yönetilen bir ekonomide bu işin acısını neden sadece vatandaş çekiyor?
Her fırsatta zam yapanlar neden ekonominin sorumluları ile poz vermekten geri durmuyor?
Vatandaşın hesabını soracağı yer sandık, seçim zamanı bu zamların ve ekonominin halinin vatandaşı nasıl etkilediğini zaten göreceğiz.
Asgari ücrette artış daha yeni açıklanmasına ve henüz vatandaşın cebine girmemesine rağmen hemen otobüsçüler zam taleplerini yineledi.
Yineledi diyorum çünkü Kocaeli’de zaten Ekim-Kasım ayından beri yüzde 50 zam konuşuluyor.
Perşembe günü yapılacak UKOME toplantısında Kocaeli’de yüzde 50 veya yüzde 50’ye yakın bir zamma hazır olun.
Vatandaş ses çıkarmadığı, zamlara karşı durmadığı sürece bu işin sonu yok. İsterse asgari ücret 10 bin TL 15 Bin TL olsun.
Her yıl bir öncekinden daha kötü olacak, Kocaelili’nin –Türkiye’de yaşayan herkesin- cebine bir önceki seneden daha az para kalacak.
Ekonomi yönetilemez ve bir sonraki ay tahmin edilemez halde.
Bu sorunlar ise topluma zam yapmakla halledilemez.
Kocaeli’de sadece konforsuz toplu taşımaya zam gelmeyecek. Taksilere, servislere, otoparklara da zam gelecek.
Zamlar bunlarla da durmayacak.
Daha sırada ekmeğin fiyatının artması, kiraların iyice uçması var.
Bu zamlar toplumun asgari ücretle çalışan yüzde 60’ını derinden etkiliyor. (Zaten bir toplumda yüzde 60’ın asgari ücretle çalışması ayrı saçmalık)
Her yıl, her ay bir vatandaşın yaşam kalitesi daha fazla düşer mi?
Düşüyor işte…