CHP İzmit İlçe Sekreteri Veli Beyaztaş, Cumhurbaşkanlığı kararı ile tek taraflı feshedilen İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Beyaztaş’ın açıklaması şöyle:
“HAKLI ÇIKTIĞIMIZI GÖRÜYORUZ”
Gece yarısı meclis iradesi ile alınan uluslararası sözleşme niteliğinde olan ‘ İstanbul sözleşmesi’ olarak bilinen ‘kadınlara yönelik şiddet ve aile şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti bakımından feshedilmesine, bir cümlelik cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile karar verilmiştir. Bu sözleşme İstanbul’da imzalanmıştı ve bu sözleşmeyi ile onaylayan ülke Türkiye idi ve iktidarda yine AKP hükümeti vardı. 16 Nisan 2017 yılında yapılan referandum il Anayasa’da yapılan değişiklikle hayata giren Cumhurbaşkanlığı sistemi için o zaman da şunu söylemiştik, bu değişikliğin hayata geçirilmesi halinde ülkemizdeki tüm hayati konular bir kişinin iki dudağı arasına bırakılır, ülkemiz her gün şahsi, siyasi nedenlerle hırsla bir yanlışa sürüklenir. Ne acı ki bugün haklı çıktığımızı görüyoruz.
“BİR CÜMLE İLE ÇIKARILDI”
Son 72 saat de bu sistemin getirdiği dayatmacı sistemle bir siyasi partiye kapatma davası açıldı, bir milletvekilinin vekilliği düşürüldü, İstanbul büyükşehir belediyesi mülkiyetinde ki gezi parkı Vakıflara verildi, daha 4,5 ay önce göreve getirilen merkez bankası başkanı bir gece yarısı görevden alındı ve yine bir gece yarısı kararname ile içinde kadına, aileye şiddete hayır diyen bir sözleşmeden taraf olmaktan ülkemiz bir cümle çıkarıldı. Öncelikle bir kararname ile taraf olmaktan çıkarıldığımız bu kararname anayasaya açık ayrılık teşkil etmekte olup hukuk devleti-anayasal düzen içerisinde de geçerliliği yoktur.
“SİSTEMİN GETİRDİĞİ KEYFİ KARARLAR”
Anayasamızın 104/17 Maddesi gereğince ‘temel haklar ve kişi hakları Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenemez’ ve Anayasamızın 6. Maddesine göre ‘…hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz’ ve yine 90. Maddeye göre ‘kanun hükmünde olan uluslararası sözleşmesi’ ancak yine kanunla kaldırılabilir. Ancak Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin getirdiği keyfi, siyasi ve şahsi kararlar hukuku ve anayasal düzeni tamamen yok sayarak ayaklar altına almış ve almaya devam edeceği de aldığı kararlar ile açıkça görülmektedir. Bu eylem, devletin inatla kişisel hırsla yönetiminin dışa yansımalarıdır.
“KADINLARA YÖNELİK ŞİDDET VE AİLE İÇİ ŞİDDETİ ÖNLEMEK”
İstanbul Sözleşmesinin amacının neyinden rahatsızlık duyup da taraf olmaktan çıkma ihtiyacınız doğdu. Kadınları her türlü şiddetten korumayı amaçlamasından mı? Kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak istemesinden mi? Kadına yönelik her türlü ayrımcılığın kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınların güçlendirilmesi yolu dahil kadın ile erkek arasındaki temel eşitliği teşvik etmesinden mi? Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet mağdurlarının korunması ve bu mağdurlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politikalar ve tedbirler geliştirmeyi hedef almasından mı? Kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmak amacıyla uluslararası işbirliğini teşvikinden mi? Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti ortadan kaldırmak üzere bütüncül bir yaklaşım benimsemek amacıyla etkili işbirliğini sağlamak için kuruluşlara ve kolluk kuvvetlerine destek ve yardım sağlama ilkesinden mi?
“KAMUOYUNUN VİCDANINA BIRAKIYORUZ”
Böylesi evrensel ilkeleri benimseyen bir sözleşmeden rahatsızlık duyulması akılla mantıkla izahı mümkün değildir. Böylesi hassas konuların siyasi bir malzeme durumuna dönüştürülmeye çalışılması da etik ve insani değildir. İstanbul Sözleşmesine bir cümle ile kağıt üzerinde ülkemizi taraf olmaktan çıkarabilirsiniz ancak; İstanbul sözleşmesinin benimsediği her bir ilke, amaç; insan haklarını yürekten benimseyen-saygı duyan şiddeti en aşağılık eylem gören kadının her daim başının tacı yapıp-ayrımcılığı yok sayan aileyi toplumun en kutsal değeri bilen insan gibi insanların yüreğidir, beynidir tüm benliğidir. İşte buralardan söküp atamazsınız bu eylemlerinizde beyhude çaba olarak kalacağına şahit olacaksınız. İstanbul sözleşmesinden taraf olmaktan çıkıp kadına, aileye olan tüm değerleri bir manada yok sayan bu kararı kınıyor ve kamuoyunun duyarlı vicdanına bırakıyoruz.

