Genel Başkanlığını Ali Babacan’ın yaptığı Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Kocaeli İl Başkanlığı’nda ilk Kurban Bayramı bayramlaşması gerçekleşti. Birinci yılını 10 Ağustos’ta kutlayacak olan DEVA Partisi Kocaeli İl Başkanlığı’nda Korona nedeniyle daha önce Ramazan ayında yapılamayan bayramlaşma töreni, bu kez Kurban Bayramı’nda büyük bir katılımla ve coşkulu bir şekilde, İl Başkanlığı’nın arka bahçesinde gerçekleşti.
KOÇ ‘12 İLÇEMİZ DE BURADA’
İl Başkanı Adem Koç’un ilk olarak söz aldığı törende şunları ifade etti, “Bugün DEVA ailesi olarak ilk kez bir bayram kutlamasını hep birlikte yapmanın büyük mutluluğunu yaşıyoruz. Daha önce salgın hastalık nedeniyle tedbir amaçlı olarak, Ramazan ayında bir araya gelememiştik. Çok şükür şimdi Kandıra’dan Karamürsel’e, Gebze’den İzmit’e kadar 12 ilçemizin tamamıyla, bu coşkulu DEVA ailesiyle birlikte; bayram kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Allah bu mübarek günlerin hürmetine de bir an önce milletimizin dertlerine de DEVA olmamızı nasip etsin inşaallah…”
YAŞAR ‘HER SANİYE 3,5 DOLAR BORÇ’
Daha sonra söz alan DEVA Partisi Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ali Ufuk Yaşar, “Bugün burada, milletimizin dertlerine DEVA olmak için bir araya gelmiş olan, bu güzide topluluğun huzurunda bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Ülkemiz çok zor bir dönemden geçiyor. Kendileri olmayınca ülkenin yok olacağını zanneden bir iktidar var. Oysa bilmiyorlar ki bu ülkenin asıl sahibi millettir. Ülkenin asıl teminatı da milletin kendisidir. Nice nice insanlar, nice hükumetler geldi gitti… Ama Türkiye yerinde kaldı. Bunlar da gidici… TÜİK rakamları bile artık genç işsiz oranının % 30’a dayandığını gösteriyor. Gençler yurt dışına kaçmanın yollarını arıyor. Her saniye 3,5 Dolar artı KDV borçlanan bir ülkede yaşıyoruz… Deniz bitti. Ama ümitsizliğe mahal yok. Tecrübeli DEVA kadroları buna çare olmak için hazır” dedi.
ERGÜN ‘KIBRIS’A DA SARAY YAPACAKLARMIŞ’
DEVA Partisi Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Nihat Ergün ise konuşmasında, “Bugün adalet ve kalkınma yerini bireysel kalkınmaya bıraktı. Zaten, bireysel kalkınmanın 3 – 5 müteahhit ile yapıldığı yerde adalet olması da mümkün değil. Hükümet her şeyi inşaat olarak görüyor. Hani derler ya, tilkinin 40 rüyası varmış kırkı da tavuk üzerineymiş diye. Bunların ki de öyle, her yerde inşaat ve imar rantı görüyorlar. Eğitim sistemi bozuk diyorsun koca koca okul binaları yapıyorlar. Adalet sistemi bozuk diyorsun Adalet Sarayları inşa ediyorlar. Sağlık sistemi alarm veriyor diyorsun devasa şehir hastahaneleri inşa ediyorlar. Ama bunların içlerinde yetkin kadrolar var mı, sistem çalışmıyor dediğinde cevap yok. Kıbrıs sorunu dediğinde bile, arkadaşlar çözüm yolunu bulmuşlar. Kıbrıs’a da “Saray” inşa ederek Kıbrıs sorununu çözeceklermiş… Kendileri sarayda oldukları için tabi kendilerinin ve yandaşlarının sorunları çözülmüş anlaşılan ama ya milletin sorunları?